Ekokurgu Seti

Bu sette Sezgin Toska'nın Ekokurgu:Ekolojik Sorunların Çözüm Yolu Olarak Edebiyat başlıklı kitabı, Naomi Oreskes ve Erik M. Conway'in iklim krizi distopyası Batı Uygarlığının Çöküşü başlıklı kitabı, Özer Akdemir'in Doğa ve Direniş Öyküleri başlıklı kitabı, R. P. Siegel ve Roger Saillant'ın ''Sular Altında'' başlıklı kitabı ve Özer Akdemir'in ''Yılanın Ağzındaki Kuş Gibi'' başlıklı kitabı yer alıyor.

Sezgin Toska Ekokurgu başlıklı kitabıyla, insanları edebiyat ve edebiyat çalışmaları aracılığıyla ekoloji ve sürdürülebilir yaşam üzerine bir kez daha düşünmeye ve harekete geçmek için edebiyattan ilham almaya davet ediyor. Ekokurgunun geniş yelpazesi edebiyatı ekolojik sorunların çözüm yolu haline getiriyor.

Naomi Oreskes ve Erik M. Conway'in distopyası Batı Uygarlığının Çöküşü kitabı için Shaman, 2312, Science in the Capital ve Mars üçlemesi'nin yazarı Kim Stanley Robinson şunları söylüyor: "Oreskes ve Conway'ın bu şaşırtıcı ve makul yüzyılının hikayesi, George Orwell, Aldous Huxley gibi, yaklaşan felaketleri çok önceden gözleyen, yazarak peygambere dönüşen bütün yazarların zihninde yazılmış bir kitaptır. Gireceğimiz Uzun Ekolojik Felaketlerle dolu yüzyılı detaylı ve inandırıcı bir şekilde resmeden unutulmayacak bir metin."

Özer Akdemir'in Doğa ve Direniş Öyküleri kitabında ülkemizin dört bir yanında süren ekoloji mücadelelerinden doğa, yaşam ve direniş öyküleri var. Öykülerde anlatılan olayların hemen hepsi, içinde geçen kişiler ve yerlerin ise büyük bir çoğunluğu gerçek. Fotoğrafların önemli bir bölümü de çoğu halen devam eden bu mücadelelerden kesitleri içeriyor.

R. P. Siegel ve Roger Saillant'ın ''Sular Altında'' başlıklı kitabında ateş ve suyun dansı, güç ve enerjinin çarpışması, doğa ve insanın mücadelesi yer alıyor.

'Yılanın Ağzındaki Kuş Gibi'' başlıklı kitabında ise hoyratça dalları kırılan Sedir ağaçlarının, kayyımın elinde tarihe gömülen Diyarbakır surlarının, Çine ve Gökbel dağlarında yaşamını yitiren madencilerin, silikozis hastası olup mum gibi sevdiklerinin önünde eriyip bitenlerin ve yarası merhem tutmayan işçilerin hikâyesini anlatıyor Özer Akdemir.

Doğanın bir parçası olduğunu düşünen bireyler için edebiyat yeni umut kapıları açar. Umudumuz bol olsun. İyi okumalar.